TCK

"TCK" etiketli sayfalar

Yazan: Av. Hakan İHTİYAR | 2020-11-28

 KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS VE KASTAN YARALAMA SUÇLARININ UYGULAMA SORUNLARI

 En temel insan haklarından olan yaşama hakkı ve vücut dokunulmazlığı haklarının ihlal edilmesiyle işlenen kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçlarının, uygulamada birbirinden ayırt edilmesi oldukça zordur. Hatta çoğu zaman failin fiili, hangi suçu işlemeye yönelik olarak işlediğini yani kastını anlamak mümkün olamamaktadır. Kasten yaralama ve kasten öldürme suçları Türk Ceza Kanunu’nda “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısımda düzenlenmiştir. Kasten yaralamada verilecek olan ceza fiil ve mağdura göre değişecek olsa da kasten öldürmeye teşebbüsün cezasına oranla çok daha hafif bir hapis cezasıdır.

Yazan: Av. Barış DURNA | 2021-01-30

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI (HAGB) VE ERTELEME

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ve erteleme, günümüz modern hukuk düzeninde suçlunun sadece cezalandırılarak yeniden topluma kazandırılmasının mümkün olmadığın anlaşılmasıyla birlikte, kişiye adete bir şans daha verilerek hukuk kurallara uymasını sağlamayı amaçlayan benzer iki kurumdur.

HAGB KARARI NEDİR?

 Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkeme tarafından suçlu bulunan sanığın; denetim altında olduğu süreç içerisinde belli şartları yerine getirmesi halinde, aldığı cezanın infaz edilmesini engelleyen ve denetim süresinin sonunda hakkında açılan davanın düşmesini sağlayan bir karardır. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda sanığın cezalandırılmasına yönelik karar verir fakat verilen hükmün açıklanmasını, denetim süresinin bitimine kadar erteler. Yani mahkeme sanık hakkında verilen cezanın infaz edilmesini belli bir süreliğine geri bırakmaktadır. HAGB kararı kişinin siciline işlenmemektedir zira ortada hukuki sonuç doğuran bir hüküm bulunmamaktadır.

ERTELEME NEDİR?

Erteleme, sanığın işlediği bir suç nedeniyle yargılama sonucunda hapis cezasına çarptırılması halinde aldığı bu hapis cezasının belli bir müddet boyunca infaz edilmesinin ertelenmesini sağlayan bir kurumdur.

Yazan: Av. Hakan İHTİYAR | 2021-04-19

İHALENİN FESHİ

Borçlunun borcunu, vadesinde veya kendi rızasıyla ödememesi durumunda devreye İcra ve İflas hukuku girer. Modern hukuk sistemlerinde kişinin hakkını kendisinin zorla almasının (ihkak-ı hak yasağı) yasak olmasına paralel olarak İcra İflas Hukukunda da alacaklının alacağını kendi başına  alması yasaklanmıştır. Zira alacaklının, hukuk dışı yöntemlerle ve devlet desteği olmadan alacağını tahsil etmesi durumunda toplumsal düzenin varlığından söz edilemez. Bu nedenle alacaklının haklarının korunması ve alacağının tahsil edilmesi devletin yükümlülüğündedir. Borçlunun borcunu vadesinde veya kendi rızasıyla ödememesi durumunda, borcun devlet tarafından zorla tahsil edilmesi, cebri icra olarak adlandırılmıştır. Borcu ödenmeyen alacaklı, İcra dairesine başvurarak alacağının tahsil edilmesi için icra takibi başlatabilir. İcra takibinin kesinleşmesi ile birlikte, borçlunun malvarlığında bulunan taşınır veya taşınmaz malları icra müdürlüğünce haczedilir. Haczedilen mallar alacaklının satış talebi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından paraya çevrilmek suretiyle alacaklıya ödenir. Şayet paranın haczi söz konusuysa, haczedilen para başka bir işleme gerek olmaksızın alacaklıya ödenir.

İcra İflas Hukukuna göre haczedilen edilen mal veya hakların paraya çevirme işlemi açık artırma ve pazarlık usulü olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Haczedilen taşınır mallar kural olarak açık artırma usulüyle, istisnai olarak pazarlık usulüyle paraya çevrilirken; taşınmaz mallar sadece açık artırma ile paraya çevrilebilmektedir. İcra Müdürlükleri tarafından yapılan bu satış işlemleri sırasında usulsüzlük yapılması halinde, ihalenin iptal edilmesi için şikayet yoluyla İcra mahkemesinden ihalenin feshi istenmelidir. İhalenin feshi, İİK’nun 134.maddesinde düzenlenmiştir. 134.madde sadece açık artırma usulüne uygulanmaktadır, paraya çevirme işleminin pazarlık yoluyla yapılması durumunda ihalenin feshi mümkün değildir.