MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS)

Av. Hakan İHTİYAR I 2021-01-24
MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS)

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS)

Mirasın reddi, mirasçıların kendisine kalan mirası kabul etmeme doğrultusundaki arzusunu içeren irade beyanlarıdır. Her ne kadar mirasbırakanın ölümüyle birlikte miras, hiçbir işlem yapılmaksızın mirasçılara geçse de yasal süresinde kabul etmeme yönündeki arzusunu bildiren mirasçılar mirası reddetmiş sayılırlar. Bu durumda mirası reddeden mirasçılar, mirasbırakının ölümüyle hiç mirasçı olmamış gibi kabul edilirler. Mirasın reddi ile mirasbırakanın sadece borçları değil diğer tüm malları, hakları, ve borçları, kısacası mirasın tümü reddedilmiş sayılır. Mirasın reddi ancak Miras bırakanın ölümüyle birlikte mirasın intikal etmesinden sonra yapılabilir. Reddi miras bir avukat aracılığıyla da yapılabilir. Mirasın reddi iki türlüdür:

Mirasın reddi genellikle mirasbırakanın borcu; malları, alacakları ve haklarından fazla olduğu durumlarda yani terekenin borca batık olması nedeniyle gerçekleşir. Terekenin borca batık olduğu tespit edildiği takdirde mirasçıların açıkça mirası reddettikleri yönündeki irade beyanları aranmaz. Sıkça karşılaşılan bu durum, kanunlarımızda da yer almıştır. TMK m.605’te “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” denilmiştir. Hukukumuzda bu olay “mirasın hükmen reddi” olarak adlandırılmıştır. Mirasbırakanın borca batık olup olmadığı, ölüm anındaki malvarlığına bakılarak tespit edilir.

Mirası reddetmek isteyen mirasçılar, ret beyanlarını yazılı veya sözlü olarak sulh mahkemesine bildirmelidirler. Ret beyanı mirasın açıldığı yerdeki sulh hukuk mahkemesine yapılmalıdır. Ret beyanı mahkemeye ulaştığı takdirde kural olarak geri alınması mümkün değildir. Fakat mirasçı, ret talebini aldatma, yanılma veya korkutma etkisi altında yaptığını iddia ederse dava açarak ret talebinin reddini isteyebilir. Rettin, kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir. Ret eğer bir kayıta ya da şarta bağlanmışsa geçersiz olur. Reddin süresi içerisinde yapılması durumunda mahkemenin özel kütüğüne geçirilir ve talep edilmesi halinde mirasın reddedildiğine ilişkin belge verilir. Mirasın bu şekilde reddiyse “mirasın gerçek reddi” şeklinde adlandırılmıştır.

Mirası reddetme hakkına yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Yararına belirli bir mal vasiyet edilmiş olanlar yani vasiyet alacaklarının ise mirası reddetmeleri gerekmez. Zira mirasbırakanın ölümüyle birlikte vasiyet edilen mal vasiyet alacaklısının malvarlığına direkt olarak geçmez. Vasiyet alacaklısının bu yönde sadece alacak hakkı mevcut olur. Yani belirli sürelerin geçmesiyle, malı talep etmeyen vasiyet alacaklısının zaten alacak hakkı düşecektir. Fakat yine de vasiyet alacaklısı, açıkça vasiyet edilen malı reddedebilir.

Mirasın reddi, 3 ay içerisinde yapılmalıdır. Yasal mirasçılar için bu süre, eğer mirasçı olduğunu daha sonra öğrendiğini ispat edemezse, mirasbırakanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren başlar. Mirasçı olduğunu daha sonra öğrendiğini ispatladığı takdirde bu süre mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar. Atanmış mirasçılar için ise 3 aylık süre, mirasbırakanın kendilerini mirasçı olarak atadığını öğrendikleri tarihten itibaren başlar. 3 aylık yasal süre, hak düşürücü süre olarak kabul edildiğinden sürenin kaçırılması durumunda mirası reddetmek mümkün olamamaktadır. Önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hakimi, ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir. Kanun mirasın 3 aylık yasal süre içerisinde açıkça reddedilmemesi durumunda mirasın kabul edildiği farz edilir. TMK madde 610’da” Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.” denmiştir. Eğer mirasçı ret süresi dolmadan ölmüş ise bu ret hakkı mirasçılarına geçecektir. Türk Medeni Kanunu’nda mirasın reddedilemeyeceği bazı durumlar sayılmıştır. Buna göre:

  • Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan,
  • Terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya
  • Mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da
  • Tereke mallarını gizleyen veya
  • Kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

Tüm bu durumlarda mirasçının mirası kabul ettiği varsayılır. Dolayısıyla mirasın reddi mümkün olamamaktadır. Mirasın kabulüyle mirasçı, Miras bırakanın borçlarından kendi kişisel mallarıyla da sorumlu olur. Mirasçı eğer zamanaşımı veya hak düşürücü sürelerin dolmaması amacıyla dava açmışsa veya cebri icraya başvurmuşsa, mirası ret hakkı kaybolmaz. Lakin mirası kabul etmek amacıyla dava açmışsa ret hakkı düşecektir.

MİRASIN REDDİNİN SONUÇLARI

Yasal mirasçılardan biri eğer mirası reddederse, sanki murisin ölüm anında mirasçı değilmiş gibi hakları diğer mirasçılara geçer. Örneğin mirası reddeden mirasçının çocukları varsa çocuklarına, çocukların tamamı mirası reddederse sağ kalan eşe intikal edecektir. Örnekten de anlaşılacağı üzere çocukların tamamı reddederse onların çocuklarına yani mirasbırakanın torunlarına intikal etmez. Mirasbırakana en yakın olan yasal mirasçıların tamamı mirası reddederse, sulh mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. En yakın yasal mirasçının kapsamına sağ kalan eş de girmektedir. Atanmış mirasçı mirası reddederse ve vasiyetname veya miras sözleşmesinden aksi anlaşılmıyorsa mirasbırakanın en yakın yasal mirasçısına intikal edecektir.

REDDİN İPTALİ DAVASI

Mirasçılar mirası, alacaklılarını zarara uğratmak maksadıyla reddediyorlarsa, alacaklılar reddin iptali davası açabilirler. Zira kendisine miras kalan borçlu, mirası kabul ederek alacaklıların alacağını ödeyebilir. TMK madde 617 şöyledir; “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.” Hükümden de anlaşılacağı üzere alacaklıya veya iflas dairesine güvence verilirse reddin iptali davası açılamaz.

  • Mirasçının malvarlığı borcunu ödemeye yetmemesi
  • Alacaklılarına zarar verme kastının mevcut olması,
  • Güvence verilmemiş olması,
  • Ret tarihinden 6 ay içinde reddin iptali davasının açılması gerekmektedir.

Reddin iptali davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise TMK m.576 gereğince mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Alacaklılar açacakları reddin iptali davasında, alacaklı olduklarını ve mirasçıların kendilerini zarara uğratmak maksadıyla mirası reddettiklerini ispat etmeleri gerekmektedirler.

Sonuç itibariyle MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) oldukça detaylı ve önemli konular olup muhakkak bir uzman avukat aracılığıyla takip edilmelidir ki herhangi bir hak kaybı yaşanmasın. Alanya Hukuk Bürosu alanında uzman avukatları ve hukuki danışmanları aracılığıyla MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) konusunda müvekkillerine profesyonel avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sağlamaktadır.

Seçtiğiniz konu hakkında uzman ekibimizi görüntülemek için tıklayınız.